Kurak topraklarda senelerdir savaşım eden aile, son umutlarını yüksek bahisli bir şampiyona yarışına bağlamıştı. Ellerindeki her şeyi ortaya koyarak büyük ödülü kazanmayı hedefliyorlardı. Fakat genç olanın aklı bambaşka bir yerdeydi. Ahırın köşesinde bulmuş olduğu eski gitar, ona bambaşka bir dünyanın kapılarını aralıyordu. Melodiler arasında kayboldukça, çiftliğin sıkıntılarından uzaklaşıyor, kendini serbest hissediyordu. Ancak ailesi için müzik ancak bir zaman kaybıydı; reel savaşım, toprağın ve alın terinin arasında yatıyordu. Geceleri gizlice kasabaya giderek minik sahnelerde çalmaya başladı. Dinleyenler bu sese fanatik kalıyor, her defasında daha büyük bir kalabalık toplanıyordu.